27 Ocak 2013 Pazar

Emeğe Saygı Mitingi







Zonguldak, 27 Ocak 2013 tarihinde gerçekleştirilen “Emeğe Saygı Mitingi”yle tarihi günlerinden birini yaşadı.

İstasyon Caddesi’nde toplanan binlerce kişi Madenci Anıtı Alanı’na yürüdü.

Yürüyüş sırasında “Madenci Feneri Sönmeyecek, Yaşasın Emek Dayanışması, Emeğin Başkenti Şanlı Zonguldak, Yaşasın İşçilerin Birliği, Yaşasın Sınıf Dayanışması, Zafer Direnen Emekçinin Olacak, Susma Haykır, Taşerona Hayır, Maden İşçisi Demokrasi Bekçisi, Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek, Geliyor, Geliyor, Madenciler Geliyor, Emeğe Uzanan Eller Kırılsın, İşçi Alınsın, Üretim Artsın Direne Direne Kazanacağız, Emekçiyiz Haklıyız, Kazanacağız” sloganları atıldı.

Madenci Anıtı alanına sığmayan onbinler, “Emeğe Saygı” istedi.

1994 yılında, 5 Nisan Kararları’na karşı düzenlenen mitinginden 19 yıl sonra Zonguldak, yine çok büyük bir mitinge ev sahipliği yaptı.

Maden işçilerinin yanı sıra Türkiye’nin dört bir yanından Zonguldak’a akın eden işçi-memur sendikaları, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, Madenci Anıtı alanına sığmadı.

Mitinge TÜRK-İŞ, DİSK, KESK, KAMUSEN, BİRLEŞİK KAMU-İŞ, TMMOB Konfederasyonlarına bağlı sendikalar,  meslek örgütlerinin yanısıra sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler ile binlerce vatandaş katıldı. 7 Ocak 2013 tarihinde TTK Kozlu Müessesesi’ndeki kazada hayatlarını kaybeden madencilerin bağlı bulunduğu taşeron şirketin çalışanları da miting alanındaydı.

Mitinge, Türk-İş Teşkilat Sekreteri ve Yol-İş Genel Başkanı Ramazan Ağar, Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri ve Teksif Sendikası Genel Başkanı Nazmi Irgat, Türkiye Maden İş Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul ve Yönetim Kurulu üyeleri, Hava-İş Sendikası Genel Başkanı Atilla Ayçin ve Yönetim Kurulu üyeleri, Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Baki Yüksel ve Yönetim Kurulu, Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın ve Yönetim Kurulu üyeleri, TekGıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel ve Yönetim Kurulu, Deri-İş Sendikası Genel Başkanı Musa Servi ve Yönetim Kurulu üyeleri, Türk Harb-İş Sendikası Genel Sekreteri Haldun Kurubacak, Türkiye Belediye-İş Sendikası Genel Sekreteri Nihat Ayçiçek, Tümtis Genel Başkanı Kenan Öztürk ve Yönetim Kurulu üyeleri, Türkiye Denizciler Sendikası Genel Başkanı Dr. Hasan Pekdemir, Kristal-İş Sendikası Genel Başkanı Bilal Çetintaş ve Yönetim Kurulu Üyeleri, TezKoop-İş Sendikası Genel Başkanı Osman Gürsu ve yönetim kurulu üyeleri, DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Sosyal İş Sendikası Genel Başkanı Metin Ebetürk, TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı, TMMOB Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı  Mehmet Torun, DİSK Gıda-İş Sendikası Genel Sekreteri Seyit Aslan, KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul, Türkiye Kamu-Sen adına Kadir Bacıoğlu, meslek ve sivil toplum kuruluşlarının başkan ve temsilcileri katıldı.

Siyasi partiler de Emeğe Saygı Mitingi’ne katılanlar arasındaydı.  Siyasi partilerden katılan isimler şöyle; CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya, CHP PM Üyesi Seyhan Erdoğdu, CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, CHP Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya, CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Esinoğlu, İP Genel Saymanı Mustafa Güleç, İP MYK Üyesi Mehmet Akkaya, TGB Genel Sekreteri Cemil Gözel ile siyasi partilerin il ve ilçe başkanları.

Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Gökçebey Belediye Başkanı Zeki Kılıçarslan, Amasra Belediye Başkanı Emin Timur, Muslu Belediye Başkanı Selahattin Adıyaman, Yenipazar Belediye Başkanı Ertan Aydoğan da Emeğe Saygı Mitingi’ne katıldılar.
Emeğe Saygı Mitingi’ne Taşeron İşçileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği, Devrek Maden İşçileri Derneği, Karadeniz Bölgesi Muhtarlar Federasyonu, Zonguldak Muhtarlar Derneği, Beşiktaş Çarşı Grubu ile çeşitli dernekler ve gruplar pankartlarıyla yürüdüler.

KONFEDERASYONLARDAN DAYANIŞMA

Mitingde konfederasyon temsilcileri birer konuşma yaptı. TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı, taşerona karşı emeğin başkenti Zonguldak’tan büyük bir ses çıkartıldığını söyledi.
DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Sosyal-İş Genel Başkanı Metin Ebetürk, iş cinayetlerine, ölümlere karşı bir arada mücadele etmekten başka seçenekleri olmadığını söyledi. Ebetürk, AKP’nin kurmak istediği taşeron cumhuriyetine karşı mücadele çağrısı yaptı.

KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul, iş cinayetlerinin nedeni olan taşerona karşı omuz omuza olduklarını söyledi. Yüzünde kömür karası, alnında ter olanların miting alanında olduğunu ifade eden Tombul, isminde ‘AK’ olanların nerde olduğunu sordu.

Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri ve Teksif Genel Başkanı Nazmi Irgat, ülkede artık işçilerin emekçilerin kapının önüne konulmaması için, kıdem tazminatına dokunulmasın için,  taşeron sistemin kaldırılması için sokaklarda olduklarını kaydetti.


GENEL MADEN İŞÇİLERİ SENDİKASI GENEL BAŞKANI EYÜP ALABAŞ;
“EMEĞE SAYGI İSTİYORUZ”


Mitingde bir konuşma yapan Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş, “Emeğin Başkenti’nde emeğe saygı istiyoruz. Buradan, ülkemizi yönetenlere anlamlı bir mesaj veriyoruz. Artık Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Hiçkimse emekçileri görmezden gelemeyecek.
Artık yeter diyoruz. Biz güzel ölmek istemiyoruz. Taşeron cinayetlerine hep birlikte son verecek, taşeron bataklığını hep birlikte kurutacağız” dedi.
Alabaş şunları söyledi;

“BURASI EMEĞİN BAŞKENTİ

Bugün 27 Ocak 2013; Burası Zonguldak. Burası Emeğin Başkenti.
Bugün, Türkiye’nin dört bir yanından akın akın gelen emekçilerle Madenci Anıtı’nda buluştuk.
Emeğin Başkentinde Emeğe Saygı istiyoruz. Buradan, ülkemizi yönetenlere anlamlı bir mesaj veriyoruz.
Emeğin Başkenti’ndeki bu tablo, yarın Türkiye’yi eskisi gibi yönetemeyeceklerini gösteriyor. Artık Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Hiçkimse emekçileri görmezden gelemeyecek.

Artık yeter diyoruz. Biz güzel ölmek istemiyoruz.
Taşeron cinayetlerine hep birlikte son verecek, taşeron bataklığını hep birlikte kurutacağız.

İŞ KAZASI DEĞİL, İŞ CİNAYETİ

7 Ocak 2013 tarihinde Zonguldak’ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu Kozlu Müessesesi’nde taşeron şirkette çalışan 8 arkadaşımızı kaybettik.

Biz, bu arkadaşlarımıza ve tüm maden şehitlerimize, iş kazalarında kaybettiğimiz emekçi kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
Son olayı iş cinayeti olarak tanımladık.
İş cinayeti diyoruz. Çünkü biz, daha 2004 yılında, “Yeraltında taşeron olmaz” demiştik. 2005 yılında eylem yaptık. TTK’nın işçi açıklarının giderilmesini ve bu işlerin de eskiden olduğu gibi TTK tarafından yapılmasını istedik. İşçi almadılar.

Taşeron şirketin madenlere girmesini engelledik. Ama devlet çalışmalarını sağladı.
Sonra 17 Mayıs 2010 faciasını yaşadık.

Bu kez de eylem yaparak uyardık. Taşeron işçilerinin Kuruma devredilmesini istedik. Ama ilgililer devam ettirdiler. Taşeron şirketin yeterli iş güvenliği önlemlerini almadığı raporlara yansımasına rağmen devam edildi ve 7 Ocak 2013’ü yaşadık.

TÜM TÜRKİYE SES VERDİ

Bu kez sadece Zonguldak değil, tüm Türkiye ses verdi.
Türkiye’nin dört bir yanından; siyasetin her yelpazesinden, emek örgütlerinden, meslek odalarından, emeklilerden, işsizlerden, herkesten öfke yükseldi.
Çünkü taşeron cinayetleri, Türkiye’nin her tarafını kuşattı.
Sadece 2012 yılında; İstanbul Tuzla Tersanelerinde, Esenyurt’ta bir inşaatta, Samsun’da bir bakır fabrikasında, Adana’da Gökdere baraj inşaatında, Erzurum Aşkale’de gölette, Giresun’da baraj inşaatında onlarca taşeron cinayeti yaşandı.
Şubat 2011’de Afşin-Elbistan’da göçük altında kalan 9 madenci arkadaşımızın, Adana Gökdere Baraj inşaatı kazasında kaybolan arkadaşlarımızın cenazelerine henüz ulaşılamadı.
Taşeron demek, ölüm demek oldu. Kozlu, bardağı taşıran son damla oldu ve buradan hep birlikte haykırıyoruz. Biz, taşeron düzenini istemiyoruz.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ’Nİ TAŞERON CUMHURİYETİ YAPMAK İSTİYORLAR

Son 10 yılda taşeron işçi sayısı 4 kat artarak 1.5 milyonu geçti.
Türkiye Cumhuriyeti’ni Taşeron Cumhuriyeti yapmaya çalışıyorlar.
Kamuda, sendikalı işçiden çok taşeron işçisi var.
Bırakınız kamu işçisini, artık devlet memurlarına bile tahammülleri yok. Onların işini de taşeron elemanlarına yaptırıyorlar.
Taşeron demek, 12-14 saat çalışmak demek.
Mesai kavramı yok, maaş düzeni yok, iş güvencesi yok, kıdem tazminatı yok, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri yok, can güvenliği yok, sigorta primleri düzensiz, sendika yok, toplu sözleşme yok. Daha da önemlisi gelecek güvencesi yok.
Yani tam bir vahşi düzen var. Tıpkı,  200 yıl öncesinin vahşi kapitalizmini yaşatıyorlar. Köle düzenini kurmaya çalışıyorlar.
Biz buna sessiz kalacak mıyız arkadaşlar? (HAYIR)
Gerekirse üretimden gelen gücümüzü kullanacak mıyız? (EVET)

GÖZLERİ DÖNMÜŞÇESİNE SALDIRIYORLAR

Evet işte bu düzenin hukukunu yaratmaya çalışıyorlar.
Adına da Ulusal İstihdam Stratejisi diyorlar.
Başta kıdem tazminatımız olmak üzere tüm kazanılmış haklarımızı ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Medya gücüyle güzel güzel hikayeler anlatıyorlar.
12 Eylül 1980 darbesinden bir ay sonra, milyonlarca işçinin kıdem tazminatını düşürdüler.
1982 Anayasasıyla daha da geri çektiler.
Şimdi ise, tamamen eritmenin hesabını yapıyorlar.
Gözleri dönmüşçesine saldırıyorlar.
16-18 yaş arasındaki gencecik çocukların asgari ücretinden bile 100 lirayı çalmanın hesabını yapıyorlar.
Öğretmenlerimizi işsiz bırakıp, boş kadroları taşeron mantığıyla dolduruyorlar.
Bu ülkede emekli maaşlarının yüksek olduğunu söyleyebiliyorlar. Eskiden Dünya Bankası’nın elemanları söylerdi, şimdi, bizim Bakanımız “Emekli maaşları yüksek” diyor.

165 YILDIR BU TOPRAKLARDAYIZ

Biz madenciler olarak 165 yıldır bu topraklarda hak mücadelesi veriyoruz.
1854’te İngilizler, 1890’da Fransızlar, 1914’te Almanlar geldi. Kömürümüzü alıp götürdüler. Bizi köle gibi çalıştırdılar. Osmanlı’yı darmadağın ettiler. Canımızı verdik, kanımızı verdik, ama onlara asla boyun eğmedik.
Sonra Ulu Önderimiz Mustafa Kemal geldi. Hepsi toz olup gittiler. Biz özgürlüğün, bağımsızlığın tadına vardık. Ülkemiz, milletimiz için çalışmanın sorumluluğunu öğrendik, onurunu yaşadık.
Demir-çelik fabrikalarımız, enerji santralimiz, ateş tuğla, çimento fabrikalarımız oldu. Küçük bir mahalle iken 3 şehir olacak kadar büyüdük. 5 bin maden şehidimizle emeğin Başkenti olduk. Ülkemiz gelişti, kalkındı.

EMEKÇİ ORDUSUYLA TÜM SALDIRILARI BOŞA ÇIKARTTIK

Yine Zonguldak’ı hedef yaptılar. Bu kez kendileri yoktu, ama uzantıları vardı.
1990’da başaramadılar, 1994’te başaramadılar. Önderimiz, liderimiz, Rahmetli Genel Başkanımız Şemsi Denizer ve emekçi ordusuyla saldırıları boşa çıkarttık.

Genel Başkanımız Şemsi Denizer ve katkı veren herkesi şükranla anıyoruz.

Daha sonra, daha ince hesaplarla üzerimize geldiler. Son 10 yılda 5 bin işçi aldılar ama 12 bin işçi emekli ettiler. Çalışan sayısı 7 bin azalmasına rağmen “İşçi alındı, üretim artmadı” diye bizi suçlamaya çalıştılar. İşçi almamak için her yolu denediler.

Sesimizi yükselttikçe işçi aldılar, ama düşük ücreti dayattılar.
Asli görevi haksızlıkları giderme, adaleti sağlama olan devlet, bize eşitsizliği dayattı. Aynı işi yapan arkadaşlarımız, 3 farklı ücret alır hale geldi. Şimdi, dördüncü bir ücreti dayatıyorlar.

TAŞERON BATAKLIĞINI YARATANLARDAN HESAP SORACAĞIZ

Asıl amaçları işçi almak değil, oyun bozanlık yapmak ve taşeron düzenini meşrulaştırmak istiyorlar. Ama, hiç kimse kötü niyetle murada eremez.  Göz göre göre gelen bu taşeron cinayetini ve taşeron bataklığını yaratanlardan hesap soracağız. Hiç kimse “Kaçınılmaz kaza” deyip bunun üstünü örtemez.
Kimse, bizi genelgelerle yıldıramaz.

BİZ, ÖLÜMÜ HERGÜN YAŞAYANLARDANIZ

Emek en yüce değerdir. Emek kutsaldır. Emeğe Saygı göstermeyenlerin yüzü gülmez. Madenciyi üzenler ise, yok olur gider. 165 yıldır bu böyle oldu. İngiliz gitti, Fransız gitti, Alman gitti, tek parti iktidarları gitti, koalisyonlar gitti. Ama biz hep buradayız. Ve bizim daha yer altında 100 yıllık kömürümüz var.
Biz, 165 yıldır; Dünya işçileri ise 265 yıldır, hak mücadelesi veriyor. Biz sosyal devlete, demokratik, laik hukuk devletine ve demokrasiye kavuşuncaya kadar çok bedeller ödedik.
Kimse bizi korkutmaya, bize gözdağı vermeye kalkmasın; Biz, ölümü her gün yaşayanlardanız.

TAŞERON, 200 YIL ÖNCESİNİN VAHŞİ DÜZENİDİR

Taşeron demek, 200 yıl öncesinin vahşi düzeni demektir.
Taşeron düzeni bir bataklıktır ve ıslah edilmesi mümkün değildir.
Taşeron uygulamasını tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırmak bizim görevimizdir.
Bizim görevimiz, atalarımızın bedel ödeyerek kazandığı haklarımızı korumak ve bizden sonrakilere devretmektir.
Biz, Türkiye genelinde taşeron uygulamalarına son verilmesini istiyoruz.
Taşeron düzeni bir bataklıktır ve Hükümet çırpındıkça batacaktır.

KORKUMUZ YOK

Türkiye’nin çıkış yolu bu değildir.
Milletvekillerini, rektörleri, gazetecileri, yazarları, sendikacıları, avukatları, öğrencileri, askerleri hapse atmak; insanları korkutmaya, sindirmeye çalışmak doğru değildir.
Bir telefon mesajıyla  işten çıkartılan Hava-İş üyelerini unuttuğumuzu ve korktuğumuzu sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.
Bakınız emekçiler burada. Burada korkudan eser var mı?
Emekçilerin başına çuval geçirme olarak gördüğümüz bu olayı asla unutmayacağız.
Biz, ABD’nin çuvalını da, sizin çuvalınızı da kabullenmedik.
Şimdi hazırladığınız Ulusal İstihdam Stratejisini de işçilerin, emekçilerin başına çuval geçirme olarak görüyoruz ve asla kabul etmeyeceğiz.

HERŞEY EMEĞE SAYGI İLE BAŞLAYACAK

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, taşeron olmayacak.
Yeni bir dünyanın kapısı emekle açılacaktır. Herşey Emeğe Saygı ile başlayacak.
İnsanca çalışıp, insanca yaşayacağımız bir düzen kurulacak. Taşeron uygulamalarına son verilecek.
Eğer Hükümet, bu uyarıyı dikkate almazsa; Hava-İş direnişiyle başlayan, Şişecam işçilerinin kazanımıyla devam eden, Yatağan Maden ve enerji işçilerinin başarısıyla taçlanan bu süreç, her yer Zonguldak’a dönüşerek devam edecektir.
Ve işçiler, emekçiler üretimden gelen güçlerini kullanmaktan çekinmeyecektir.

ARTIK HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Emekçilerin kalbi hep birlikte atacak. Biz gücümüzü üretimden alırız.
Dünyanın bütün güzelliklerini işçiler, emekçiler yaratır.

Bizim gücümüz birliğimiz, beraberliğimizdir. Gücümüzü dosta, düşmana bir kez daha gösterdik.
Bu duygularla hepinize tekrar teşekkür ediyoruz. Yaşasın emek dayanışması.”

Alabaş’ın konuşması sırasında ve miting boyunca “Emeğin Başkenti Şanlı Zonguldak. Yaşasın Emek Dayanışması. Madencinin Kaderi Ölmek Değildir. Susma Haykır, Taşerona Hayır. Yaşasın Sınıf Dayanışması. İşçi, Memur Elele Genel Greve.  Tazminata Uzanan Eller Kırılsın. İşte Madenci, İşte Zonguldak. Zafer Direnen Emekçinin Olacak. İşçi Alınsın, Üretim Artsın. Maden İşçisi, Demokrasi Bekçisi. Hükümet Şaşırma, Sabrımızı Taşırma. Vur Vur İnlesin, Ankara Dinlesin. Gemileri Yaktık, Geri Dönüş Yok. Direne Direne Kazanacağız. Her Yer Şişecam, Her Yer Yatağan. Her Yer Hava-İş, Her Yer Direniş. Hak Verilmez Alınır, Zafer Sokakta Kazanılır” sloganları atıldı.