skip to main |
skip to sidebar
Annesinin Anısına
BİR KUŞAK - SONER YALÇIN
Kurnazlığı ve uysallığı bilmeyen bir kuşak.
Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür, devrimci bir kuşak.
Ölüme “hoşgeldin” diyen bir kuşak.
Diğer yandan…
Beyaz ata binip sevgilisine şiir okuyan bir kuşak.
Evet…
Şairdiler.
Sporcuydular.
Sınıfın en çalışkanıydılar.
Ve hepsi acemi bir aşıktı kuşkusuz.
Türküleri marş gibi söylediler.
Dans partileri düzenlediler.
Gözyaşı da döktüler.
Ve fakat mücadeleden bir adım geri atmadılar.
Kötü niyetin düşmanı oldular.
Zalimlerin karşısında acı çekenin yanında durdular.
O kuşak için ebedi canlılıktı önemli olan, ebedi hayat değil.
Bu nedenle…
İnatçıydılar.
Gözüpektiler.
Şövalye ruhluydular…
Çünkü:
Bağımsızlığa sevdalıydılar…
Vatan dediler.
Enternasyonalizm dediler.
Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik dediler.
Zapsuyu’na köprü inşa ettiler.
İşçilerin mücadelelerine omuz verdiler.
Pancar, tütün, fındık, haşhaş mitingleri yaptılar.
Tam bağımsızlık için “Mustafa Kemal Yürüyüşü” düzenleyip, ellerinde Türk Bayraklarıyla Samsun’dan Ankara’ya yürüdüler.
Dinci yobazlar “Atatürk heykellerini tahrip etmesin” diye anıtlar önünde geceler boyu nöbet tuttular.
Kalpaksız Kuvayı Milliye idiler.
Umudun adıydılar…
Ve lakin:
Ceberrut-zalim iktidarlar, yürekleri kor gibi yanan, bu ateşli cesur, romantik gençleri hiç sevmedi.
Onların coşkusundan ihtişamından korktu; hepsini kör bir testereyle biçti.
Ölümleri çok çeşitliydi; ama hepsi çok erkendi.
Bu idealist gençler, kendi hayatlarını riske attılar; ancak kendi dar dünyevi yaşamlarına sonsuzluğun değerini kattılar, ölümsüzlüğe yükseldiler.
Bir avuçtular deniz oldular…
Deniz…
Hüseyin…
Yusuf…
Yaşları genç, ruhları soylu, üç büyük devrimci…
68 Kuşağı’nın yiğit evlatları…
Büyük yürüyüşün en hızlı 100 metresini koşan delikanlıları…
Ali İsmail Korkmazlar’ın, Berkin Elvanlar’ın ağabeyleri…
Bilmenizi isteriz:
Büyük yürüyüş sürüyor.
Sürecek…
Sonuna kadar.
SONER YALÇIN