8 Aralık 2015 Salı

Kapitalizm ne demek?





-Arkadas ya bisi sorcam sana!

-Sor kardesim.

-Kapitalizm ne demek?

-TDK'de ki Türkce karsiligi: Anamalcilik. Ama bu kavram kapitalizmi tam olarak karsilamıyor.

-Anamalcilik ne demek?

-Himm! Simdi hani ekonominin olusması icin bir seyler üretmek lazim ya! Mesela bugday, seker, ekmek, domates, salca, ayakkabi, bilgisayar, is makinesi, makinelerin sistemleri, yazilimlari, fiber optik kablo, kömür, elektrik vs. falan.

-Evet.

-Bunları üreten araclarin üretenlere yani emekcilere, iscilere, ciftcilere degilde, onlari parayla satin alip sermaye koyan zenginlere-patronlara ait oldugu, adina "özel mülkiyetcilik" dedikleri, kar'a ve her türden yikici rekabete dayali ve iktisat adi altinda bir bilim dali yaptiklari sistem.

-Peki. Ama bunda ben kötü-olumsuz bir sey görmedim. Neden solcular, devrimciler, anarsistler hatta anti-kapitalist Müslümanlar falan buna karsi cikiyor? Sonucta parayi adamlar basmis satin almislar ve calisanlara yani üreten iscilere de emeklerinin karsiligini para olarak veriyorlar.

-Tam öyle sayilmaz. Dünyada yasal calisma saati ne kadar?

-Bilmem.

-8 saat. Devlet iscileri bu kadar calisiyor. Ama özel sektördeki iscilerin ezici cogunlugu 10-12 saat calisiyorlar. Biz yinede yasal süre olan 8 saat üzerinde duralim. isci sekiz saatin sekizini de kendisine calistigini,yani calistigi saatlerin karsiligi, ücretini aldigini saniyor. Bilinen anlamiyla patrona emegini sattigini düsünüyor. Oysa öyle degil. Gercekte isci sekiz saatin sadece dört saatinin karsiligini aliyor ve diger dört saate ise patron el koyuyor.

-Abicim sallıyorsun su an. Bu komünistler cok insafsiz, yalan dolandan zenginlere, devlete saldiriyorlar, derler de inanmazdim. Ne yani patron isciye; "Sekiz saat calistin ama al sana dört saatin parasi" mi diyor?

-Yok be kardesim! Biraz genis düsünsen ve derinlemesine anlamaya calissan anlayacaksin. Yargi koymadan önce anlamadıysan sor abicim. Bu hüküm ne böyle?

-Dogru. Komünistlere karsi bir ön yargim var. Aslinda bütün toplumun neredeyse. Satanist, din, millet, vatan, devlet, sermaye düsmani, pis, yikanmayan, ahlak, edep, haya nedir bilmeyen, kafalarına göre her seyi yapacaklarina inanan, diktatör, terörist, capulcu insanlar diye biliyoruz genelde.

-Vay anasini! Kendimden süphe duymaya basladim simdi! Amacta bu zaten. 


Sistem öylesine maniple etmis ki bizleri topluma, komünizmin ne oldugunu bilmenizi, arastirmanizi, sorusturmanizi engellemesi bir yana, kendi sisteminin yani kapitalizmin bile ne oldugunu ögrenmenizi istemiyor. Cünkü onu ögrendigin anda bir seylerin yanlis oldugunu anlamaya baslıyorsun. Yillardir sana ögretilen, ezberletilen dogru bildiklerinle hayatin gercekleri, dogrulari catismaya basliyor.

-Alla alla! Neymis o gercekler?

-Dur! Su ücretli kölelik meselesini anlatiyordum, en son orada kalmistik. 


Kapitalizmin karsit ekonomik yöntemi olan Komünizm'in teorisyeni Karl Marks, "Das Kapital" isimli genis calismasinin "Ekonomi Politigin Elestirisine Katki" isimli bölümünde bu sözünü ettigim, emegin yarisina patron tarafindan el konulmasi olayini "arti deger" olarak tanimliyor. Gerci bu kavrami Marks'tan önce Adam Smith gibi liberal iktisatcilar, toplum mühendisleri falan bulmustu ama Marks, buradaki celiskiyi isci sinifinin lehine olacak sekilde bulup emekci sinifa ifsa etti. 

Neyse burayi gecelim, gelelim soruna. Patron elbette bahsettigin gibi bir fiziksel zorlamayla emekcinin ücretine el koymuyor. Burada sömürü gizlenmis durumda. Mesele orta cagda efendinin zenginliginin kölenin emegine dayandigi acikti. Yani sömürü saydamdi. Fakat kapitalizmde isci hem üretim-gecim araclarindan koparildigi, mülksüzlestirildigi hemde ödenen ücret bunu karsilamadigi icin emeginin tamaminin karsiligini alamiyor.

-Ve buda emek sömürüsü oluyor. Dolayisiyla patron emekcinin emegi üzerinden servet biriktiriyor, zenginlesiyor.

-Evet. isci'de yoksullasiyor giderek. Anlamak o kadarda imkansiz degilmis dimi?


-Abi kimse anlatmiyor ki bunlari okulda, evde, arkadaslarla sohbetlerde, TV'lerde, internette falan. Lann! Bi dakka! Himm! simdi anladim. Dogru aslinda. Herkes bilse o zaman herkes ayaklanir, hakkini ister, esitlik ister, özgürlük ister ve o zamanda sistem devrilir.

-Aynen John Waynen! Ama iscinin emegini sömürerek olusturduklari bu servet tam olarak bir servet degil. Buna sermaye diyorlar bu sistemde. Mesela Osmanli gibi Asyatik üretim modelinde yasasaydik o zaman dogru bir tanim olurdu bu. Onlar ciftcinin, reayanin emegine, malına el koyup servete dönüstürüyorlardi. Kapitalistler ise sömürüye, gaspa dayali bu haksiz kazanci serbest piyasaya aktarip sermaye olarak kullaniyorlar ve oradan da yeni kar marjlari olusturup zenginliklerine zenginlik katiyorlar. Üstelik bu türlü haksiz kar marji öylesine kolay ki oturduklari yerden para kazanmak tatli geliyor ve kar hirsina sebep olup, hem sermaye hemde devlet olarak daha da büyümek icin isci cinayetlerinden, isci kazalarindan, sakat kalmalardan tut da, din, vicdan, hayvan ve dogaya kadar her seyi yok etmeye, öldürmeye, kirletmeye, dejenere etmeye razilar. 


Hatta bunlarin ünlü bir toplum mühendisi var, sey... adi seydi... Makyavel. Amaca giden her yolu mubah gören anlayisa Makyavelizm diyorlar. Yani bizdeki halk agzındaki karsiligi: "Köprüyü gecene kadar ayiya dayi de" gibi bir sey. Bunlar ahlakli insanin yapacagi seyler midir? 

Belki duymussundur. Pragmatizm ve Oportünizm kavramlari da iste bu sistemin yarattigi jargondur. Neyse bunlar hep basli basina baska basliklarin tartisma konusu. 

Marks, bu arti deger teorisini metanin yani ürünün degisim degeri ve kullanim degeri olarak ikiye ayirarak bunlar üzerinden tanimliyor. Bak dur Marks'in agzindan anlatiyim. "Sermaye, yeni bir meta üretmek amaciyla satin alinan metanin yarattigi ekstra degisim degerinden olusur. Emek gücünün kendisi kapitalizmde bir meta haline gelir, emek gücünün degisim degeri ücret olarak yansir, fakat bu da kapitalist icin ürettigi degerden daha azdir. Bu farklilik arti deger yaratir ve kapitalistin sermaye birikimini ve karini olusturur.

-Valla bu kapitalizm cok sinsi bir seymis.

-Öyle. Anlasilmasin diye toplumdan kacıriliyor gercekler ve ekonomi programlarinda bile en basit, sistem elestiri bile tasimayan seyler bile terminolojik bir dille anlatiliyor. O kadar korkuyorlar.


-Ama bir sey diycem. Böyle yoksulken multimilyarder olan insanlar var. Yani emekci istese o da zengin olamaz mi?

-Olur ama milyonda bir ihtimalle istatistiksel olarak. Yani bir kisiye ömründe bir kere piyangodan büyük ikramiyenin cikmasi kadar zor. Üstelik o asamaya emek sömürüsü, isci, hayvan, doga sömürüsü ve katliamlara bulasmadan varilamaz ve yine üstelik yedi milyar insan bu seviyeye varamaz. Yani bir kisinin, ki o da sömürü ve katliam yoluyla zengin olup sinif atlamasi toplumu kurtarmaz. 


Fakat kapitalizm bu algiyi yaratmakta epey basarili. TV'lerde, gazetelerde sifirdan milyoner olan is adamlarinin hikayelerini sürekli propaganda eder bize. Mesela hem orta cagda hemde Osmanli'da asla sinif atlamak yoktu. Köle hep köle, köle oglu hep köle oglu, reaya oglu hep reaya, terzi kizi hep terzi olarak kalirdi. Kapitalizmde bunun yolu acik birakilmis ama dedigim gibi milyonda bir olasilkla ve insanliktan cikarak o da.

-Cok iyi anladim.Süpersin ya! Keske herkes senin gibi böyle tane tane, basitce ve dogru bir yöntemle anlatsa, yazsa. Bir kac kere sosyal medyadan makale okuyayim dedim bu konuyla ilgili cok agir terimler, anlasilmasi güc, karmasik, agir bir dil falan. Daha ilk dakika da soguyup birakiyorsun. Kitaplarda öyle. Hatta okulda iktisat ile ilgili bir konferansa katıimıstim hocada öyleydi.

-Dedim ya gercekler bilinmesin isteniyor.

-Bir yerde okumustum, kimindi simdi animsayamad
im; " Gercekler her ne olursa olsun, tüm teknolojik araclarin, sermayenin, iktidarlarin baskisina maruz kalsin, zamani gelince ortaya cikarlar".

-Iyi finaldi ahbap! Hadi gidelim.

-Bi dakka! Su sorumu cevaplamadin? "Hangi gercekler?" diye sormustum ya?

-Ha Evet. istersen onu komünizmi, ateizmi, dinleri, ahlaki, etigi, vicdani, bilimi tartisacagimiz baska zamanlara ve konulara birakalim. Cünkü sana satanist ve terörist olmadigimi anlatmam icin kedisi olan bir kadini öldürüp, kedisini de kesip ates etrafinda ayin yaparak anlatmam lazim, baska türlü moda giremiyorum.

-Ilahi kardes ya! 

Tamam bundan sonra hep bir araya gelelim. Bütün bu konulari konusalim.

-Or rayt, of course.....