21 Kasım 2016 Pazartesi

SAVAŞ VE BARIŞ. Lev TOLSTOY



SAVAŞ VE BARIŞ


Lev TOLSTOY

Eser 1863-1868 yılları arası 5 yıllık bir zaman diliminde yazılıyor,yazarın Kırım'da savaşmış olması bu romanı yazabilmesi için büyük bir etken oluyor.


Dünya edebiyatının en büyük on eserinden biri olarak kabul ediliyor ''Savaş ve Barış'' ,her dile çevrilmiş,defalarca baskı yapmış.


Kitapta savaşın yanı sıra Rus aristokrasisi ile köylülük irdelenir...Rus aristokratlarının ahlak anlayışlarını hayata bakışlarını,savaş esnasında bile değişmeyen çıkar ilişkileri ve ahlaki ikiyüzlülükler, sorgulanır...
Tolstoy,''Savaş ve Barış''ın bir yerinde,iki düşman ordusu arasında kalan çizgiden söz eder.Yaşayanları ölülerden ayıran çizgi,evet, orda işte!Tam önümüzde..Hangi tarafta olduğumuza karar vermemizi bekliyor! Sınıfını bil,safını seç..!!!


Sofya ile olan evliliğinden onüç çocuğu oluyor.


Şimdi Tolstoy büyük bir beyin çok okuyor ve sorguluyor..tabi yaşadığı dönem itibarı ile çok baskılanıp dıştalanıyor.Ve etkin bunalımlara giriyor.



1880 den sonra ortodoks kilisesini ve her türlü siyasal iktidarı yadsıyan,kendine özgü bir hırıstiyan anarşizmi geliştiriyor.
''Dogmatik Teolojinin Eleştirisi''..'' O Halde Ne Yapmalıyız'' ve ''Tanrı'nın Hükümdarlığı Kendi İçimizdedir'' adlı makalelerinin yayımlanmasından sonra
1901 yılında Kilise tarafından afaroz ediliyor.


1900 lü yıllardan sonra ise mülkiyet konusundaki radikal fikirleri nedeniyle ailesiyle arası açılıyor..bu derin bunalimlar manevi yalnızlığını arttırırken,aydın Rus gençleri arasında daha fazla tanınmaya başlıyordu.


Malını,mülkünü dağıtıyor,toprağı işlemeye başlıyor,dünyanın değişmesinin bireysel kol emeğiyle gerçekleşebileceğine inanıyor..bu dönemlere denk gelen yapıtları da bu düşünce sistemiyle eşleşiyor.
''Efendi ile Uşak''..''Karanlığın Kudreti''..''Sanat Nedir?''..''Kilise ve Devlet''
''Neye İnanıyorum''..''İvan İlyiç'in Ölümü'' gibi..


Eşi ile hiç boşanmıyor ama 7 kasım 1910 da ailesini terk etmeye karar vererek yanına en küçük kızı ve doktorunu alarak yola çıkıyor..ancak birkaç gün sonra Astapovo tren istasyonunda zatürreden ölmüş olarak bulunuyor.


Cenaze töreni, ülkenin dört bir yanından gelen on binlerce insanın bir araya geldiği ulusal bir gösteriye dönüşüyor.
Tolstoy sadece yazar olarak değil,düşünür olarak da insanları derinden etkilemiştir.Onun ilkesine göre yaşamak için Tolstoy'cu topluluklar oluştu.


Tolstoy'culuk kısaca Hıristiyanlığın tek buyruğunun sevgi olduğunu söyleyen,kötülüklere karşı ise şiddet ve sevgisizlikle direnç gösterilmemesini savunan bir görüş..Yani Tolstoy'un o dönemki duygu ve düşüncelerine denk düşen fikirsel pozisyon diyebiliriz.


İkide bir dede o dönem ki yada bu dönem ki deyimlerini kullanıyorum.


" Hoş ileriye mi gidiyoruz yoksa geriye mi... ona da siz karar verin artık...!!"